…Gözlerini yeniden açtı Lorenzo. Her türten kuş, börtü
böcek, yaban hayvanı ve rüzgarın dansıyla birbirine sürten yaprak sesleriyle ve
günün ilk ışıklarıyla yeni bir güne uyanmıştı. Artık değişim tamamen
gerçekleşmişti ve tek bedende iki farklı kişiydi. Aynı zamanda bunun
farkındaydı da. Şimdi yapması gerekenleri sırasıyla, adım adım yoluna koymak ve
durumunun muhasebesini yapmak için zamana ve düşünmeye ihtiyacı vardı. Uyandığı
oyuktan çıkıp belirli bir yöne doğru yürümeye koyulduğunda bunu yapmaya
başlamıştı bile. İlk olarak kabilesinin yaşadığı köye gitmeliydi. Bulunduğu
bedenin ilk sahibi genç yerli avcı her ne kadar yön tayini bilmediğinden dolayı
ormanda kaybolduysa da Lorenzo’nun bu konuda biraz yeteneği ve bilgisi vardı.
Dinlene dinlene, kah yürüyerek, kah koşarak yaklaşık sekiz saat yol aldı. Yürürken
yolu üzerinde avcıların bıraktığı izleri görüyordu. Böylelikle doğru yönde
gittiğini de anlamış oldu ve aynı izler üzerinde bir müddet daha ilerledi.
Akşam neredeyse olmuştu ve ormanın sınırına çok az bir mesafe kalmıştı. Orman
zeminindeki sarmaşık, kırık ağaç dalları, çalı çırpı, dikenli bitkiler ve yer
yer ıslak, nemli, batak kısımlar yüzünden yavaş ilerledi ve ayakları kan revan,
yara bere içinde kaldı. Nihayetinde orman sınırına, hem de avcıların ilk kamp
kurdukları yere varmayı başardı. Buradan sonra köyü bulmak kolaydı artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder